Hayata Sorduğumuz Sorular !….

Hayata Sorduğumuz Sorular !….

Sevgili okuyucularım Merhaba;

Hayata soru sormak bizi yargıdan uzaklaştırır ve özellikle ” Nasıl” sorusu bize olasılıkların açılmasını sağlar. Sorular bir çocuk saflığında sorulmalı. Aynı çocukken merak ettiğimiz ve cevabını almak istediğimiz soruları sormak gibi…

Odaklandığımız yerde sorduğumuz soruların ne kadar güçlü bir yaratım enerjisi oluşturduğunu fark etmeliyiz. Çünkü soruların da bir frekansı vardır. ( Korku, yargı, endişe, hesap sorma…..gibi ) rezone olduğumuz, titreştiğimiz alan da yarattığımız şey, bizi çekim gücü  en yüksek oranda bağlantıya geçirir. O hangi frekanstan, hangi titreşimden ifade buluyorsa, oradan iletişime geçiyoruz. Bu nedenle aynı titreşim alanını çektiğimiz için farkında olmalıyız.

Soruların cevapları bize an’da farkındalıkla geldiğinde bu bize huzur verir. Alanımıza “hoşgeldin” diyebileceğimiz mutlulukları çeker. Eğer cevaplar zihinden geliyorsa, hep bir çünküler varsa, haklı çıkmak gibi bir durum varsa bu duruma dikkat edilmeli. Bunlar gerçek cevap değildirler.

” Söz gümüşse, sukut altındır” sözünü kulağımıza küpe edelim. Az kelimeyle etkin dinleyerek hayatımızın gözlemcisi olabiliriz.

Her zaman sorulara tekrar tekrar dönmek gerekli. Çünkü farkındalığımız her zaman aynı seviyede değil. Okuduğumuz kitaplar, dinlediğimiz müzikler, izlediğimiz videolar alanımızda oluşturduğumuz potansiyeli ifade ediyor ve biz bu potansiyeli kullandığımızda içimizde orada öylece duran bir olasılığı açığa çıkartmamıza yardım edebiliyor. Örneğin, bir tarlanın içerisindeki bütün domatesler tohum olarak geleceğe saklanmıyor. Bazıları geleceğe aktarılıyor bazıları lokma oluyor bazı domatesler çürüyor. Bizim içimizde de böyle potansiyeller var. Bu potansiyelleri açığa çıkartmak için önce iyi bir gözlemci olmak lazım. Gözlemimiz kendimize doğru içe dönük olduğunda sessiz kalmamız daha kolay olur.

Soru sorduğumuzu anladığımız anda hatırlamamız gereken şey, cevapların Yaradan tarafından geleceği ve ne istediğimizin farkındalığıyla belki dua etmemiz bel ki niyet etmemiz çok kıymetli. Yani soruya yöneldiğimiz anda soru cümlelerimi ifade ederken yakalayabilirim.

İşte bir kaç niyet cümlesi;

” Bana zarar verecek, hayatıma zarar veren, beni sıkıştıran, beni negatife iten soru cümlelerimi ifade ederken uyanayım.”

” Kendi zorluk yaratma potansiyelimden korunayım.”

” Allah’ım sen beni koru “

” Allah’ım benim anlayabileceğim şekilde bana göster.”

Başkalarını düzeltme gayretimiz onların alanlarına girmemize sebep oluyor. Bu sebeple başkaları ile ilgilenmek yerine kendi iç dünyamızla ilgilenmek hayatta daha verimli ilerlememizi sağlayacaktır. Değiştirebileceğimiz tek kişi kendimiziz. Ben değişince gördüğüm dünyam da değişir. Kendi değişimim için, bana iyi gelen ne varsa, bunlar nefes seansları olur, koçluk soruları olur, enerji çalışmaları olur veya olumlamalar olabilir.

İşte bir niyet daha,

” Bana zarar veren, doğru yerde kullanamadığım, kullandığım anda ifade ettiğim ve hayatıma zorluk çekecek bütün soru cümlelerimi, ifadelerimi daha ifade ederken duyayım, fark ederek dönüştüreyim.”

Hayatın tümü bize kolaylık, neşe ve ihtişamla gelir…..

Görüşmek üzere,

Sevgiyle kalın….

Related Posts
Leave a Reply

Your email address will not be published.Required fields are marked *

Zetyazilim Zetyazılım Dijital Ajans Tarafından Tasarlanmıştır.