Hayatın getirdiklerine bakış…

Hayatın getirdiklerine bakış…

            İçinde bulunduğumuz bu zorlu süreçte, bir yandan hayatın getirdikleriyle başa çıkmaya çalışırken, bir yandan da kaygı, endişe, korku veya depresif durumlarla başa çıkmak zorunda kalıyoruz.

            Bu dönemin birbirimize kenetlenmek, bir olmak ve birlikte hareket etmek dönemi olduğunu ve her ne oluyorsa kolaylıkla üstesinden gelmek adına farkındalıkla, öncelikle yaşamlarımıza ve sonrasında kollektif bilinç olarak tüm dünya genelinde ilerlemek niyetiyle yol almak çok değerli. Bu nedenlerle, her birimizin psikolojik sağlığının korunmasında , zihin, ruh ve beden  dengelerimizin  sağlanması çok kıymetli. Geleceğimiz olan  çocuklarımızın korunması da bir o kadar önem arz etmektedir. Bu anlamda çocukların kaygı ve endişelerini yönetmeleri açısından onlarla konuşmak çok kıymetli. Bunun için neler yapabiliriz;
  • Okul çağındaki çocuklar, ölümle ilgili farkındalıkları olmasına rağmen, bu durumun kendi başlarına da gelebileceği ile ilgili endişe ve kaygı duyabilirler ve bu endişe ve kaygıyı kontrol etmekte zorlanabilirler. Çocuğunuzla konuşmaya kendi duygularınızdan başlayabilir, üzüntünüzü paylaşabilir ve onun nasıl tepki vereceğini bekleyebilirsiniz.
  • Çocukların deprem hakkında neler bildiği, düşündüğü, duyduğu sorularak konuşmaya başlanmalıdır. Bu sayede çocuğun deprem hakkındaki fikri, bilgileri veya yanlış algıları tespit edilmiş olur. Daha sonra konuyla ilgili yaşına uygun bilgi verilerek, yanlış algılar düzeltilmelidir. Ayrıca konuşma sırasında çocuk mümkün olduğunca cesaretlendirilmelidir.
  • Çocuğunuzun sorularını kısa ancak doğru şekilde yanıtlayın. Hem sizin anlattıklarınıza güvenecek hem de kendini güvende hissedecektir.
  • Bazı çocuklar konuşmaktan hoşlanmazlar. Bu durumda zorlamadan, merak edebilecekleri soruları kendinize sorup cevap veriyor gibi bilgi verebilirsiniz. Bu bilgilendirmeden sonra çocuğun merak ettiği bir şey olup olmadığı sorulabilir.
  • Çocuklar özellikle internet üzerinden yanlış bilgilere maruz kalabilirler. Bu sebeple mümkün olduğunca televizyon ve internet ortamlarından uzak tutulmalıdırlar. Teknoloji kullanımları sınırlandırılmalıdır.
  • Çocuğa deprem hakkında kısa bilgiler vermek, ihtiyacının karşılanabildiğini görmesi ve güvende olduğunu hissetmesi açısından çok kıymetli. Sık sık aile bireylerinin onu çok sevdiğini söylemesi  ve yanında olduğunuzu bilmesi, kaygı durumunu azaltacaktır.
  • Çocuğunuz eğer deprem bölgesi içindeki çocuklar için endişe duyacak olursa, onlara yardım için tüm yetişkinlerin seferber olduğunu ve dilerse yardım kampanyalarına kendisinin de katılabileceğini söyleyebilirsiniz.
  • Çocukların dikkati bedenlerine yönlendirilmelidir. Bazıları sakin kalmayı bazıları ise hareketli olmayı tercih edebilir. Kaygı ve endişenin azalması, enerjinin dışarı çıkması için hareket etmelerinin sağlanması çok kıymetlidir.
  • Çocuklarımızın duygularıyla başa çıkabilmeleri için bazı eğlenceli faaliyetler yapılarak, ailece birlikte zaman geçirilebilir. ( Basit ev işleri, oyuncaklarla oyunlar, vs..) Ayrıca rutinlerin devam etmesi hem bizler hem de çocuklarımız açısından çok kıymetlidir. ( Beslenme, uyku, vss.)
  • Son olarak afet ve kriz durumlarıyla ilgili acil durum planları belirleyebilir, bir yol haritası oluşturabilirsiniz. Bunu eğlenceli bir şekilde uygulamak, çocukların somut olarak hissetmesi, psikolojik sağlamlığı açısından yararlı olacaktır. Ve böylelikle kendilerini güvende hissedeceklerdir.
Related Posts
2 Comments
Makbule

Korku ve kaygıyı çok yaşadığımız bu dönem de faydalı yazınız için teşekkür ederim. Devamını diliyorum

Ben teşekkür ederim. Sevgiler..:)

Songül Mert için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

Your email address will not be published.Required fields are marked *

Zetyazilim Zetyazılım Dijital Ajans Tarafından Tasarlanmıştır.