İsmini spordan alan koçluk mesleğinin kökeni de spora dayanır. 1974’de yayımlanan Timothy Gallway’in “The Inner Game of Tenis” adlı kitabı kişisel performansa dair yeni bir yaklaşım oluşturmuş ve bu yeni yaklaşım; performansın odağını sporcunun fiziksel aksiyonlarından zihinsel yapısına kaydırmıştır. Daha sonrasında bu felsefe, sadece sporcuların performansını arttırmak için kullanmaktan çıkıp her alanda kişilerin performanslarını geliştirmek için kullanılmaya başlanmıştır.
Fransızca kökenli eski bir kelime olan “Coach” kelimesi; “insanları bir yerden bir yere taşıyan araç” anlamındadır. 1500’lü yıllarda İngilizce’de de benzer bir anlamda kullanılmaya başlayan “Coach” kelimesi, günümüze yakın anlamını 1840’lı yıllarda kazanmıştır. Önceleri Oxford Üniversitesi’nde öğrencileri sınava hazırlayan özel öğretmenler için kullanılmaya başlanan kelime, sonrasında ise daha modern bir ifade ile sporcu ekiplerini eğiten kişilere verilmiştir.
Günümüz anlamında ilk kez Dr. Dick Borough, 1985 yılında kendi liderlik tarzını tanımlamak için Koç terimini kullanmıştır. 1988 yılında Forbes dergisinde çıkan “Sigmund Freud, Henry Ford’a Karşı” başlıklı makale, koçluğun tanım olarak yerleşmesinde dikkat çekici bir öneme sahiptir
Koçlukla nasıl mucizelere şahit olacağınızı bilseydiniz, hiç vakit kaybetmezdiniz. Çünkü koçluk size, ne ne yapacağınızı söyler, ne yorum yapar, ne yargılar, ne de eğitmenlik yapar. Bir koç sizin içinizde var olan potansiyeli ortaya çıkartmak için size aynalık yapar. Koç, senin şuan ki halini sana yansıtıp, olmak istediğin Sen’e doğru giderken yolda, yol arkadaşlığı yapar. Ve aynaya yansıyan Sen, nasıl birisi olmak istiyorsan onu görür, kararları alır ve uygulamaya geçersin.
Unutmayın ki, ancak netleşen bir zihin hedeflerine kolaylıkla ulaşır. Konfüçyüs der ki; ” bir kelime kararını, bir duygu hayatını, bir insan seni değiştirebilir.” Koçlukla birlikte, dışarıdan bir kurtarıcı beklediğiniz alanlardan çıkar, kendi kelimelerinizle farkındalıklarla kararlarınızı, içinde bulunduğunuz durumu, sanrıları, zannettiğiniz şeyleri bırakarak, hakiki yaşamınızı oluşturacak duygularınızla hayatınızı, içinizde zaten var olan en yüksek potansiyeli ortaya çıkararak, en iyi Sen olma yolunda şimdiki seni değiştirebilirsin.
Problemlerini fark ettiğinde çözümleri de fark eder hale gelirsin. Sana iyi gelmeyen, seni üzen, sana kendini kötü hissettiren her şeyden ve herkesten uzaklaşmaya başlarsın. Daha çok ruhuna iyi gelen işlerin veya kişilerin yanında olduğunda kendini cennette gibi hissedersin ve bu hayatta sana uzanan bir el veya bir araç ( bel ki bu bir eğitim olur, bel ki zihin çalışmaları veya bir kitap ), sana kendini iyi hissettirme yolunda destek sağlayabilir.
Kişilere, ” bu hayatta en çok ne istersin?” diye sorulduğunda, genelde aynı cevaplar gelir…. Mutlu olmak, huzurlu olmak, sağlıklı olmak, sevdiklerimle olmak veya zengin olmak gibi cevaplar gelebilir. Peki sizce bunları olmanın yolu nereden geçiyor? buna da bir çok farklı cevaplar gelebilir. Ancak ben fikrimi söylemek isterim ki, bunları olmanın yolu Kendin olmaktan geçiyor, kendini tanımaktan geçiyor, kendine emek vermekten geçiyor. Çünkü fark edemediğin şeyi değiştiremezsin ve tek değiştirebileceğin kişi Kendinsin. Bu sebeple önce kendini fark etmen gerekir ve bu farkındalıkla farklı eylemler içinde farklı yollar denemeyi seçebilirsin. İşte burada bir yol arkadaşı ararsan koçluk hizmeti bu anlamda sana destek olacaktır. Yeni versiyonunla buluşmana, problemlerini çözebilmene, sorunlarınla baş edebilmene, kendinle barışık istediğin bir hayatı yaşamana destek sağlayacaktır.
Bu hayatı istediğin gibi yaşayabilirsin. Yeter ki, niyet et…
Albert Einstein’in sözlerinden hatırlatmak isterim. “Problemleri, onları üreten kafalarla çözemezsiniz.” O zaman ne yapmak iyi olur ? biraz hayatına dışardan, başka açılarla bakmak iyi olabilir, değil mi? peki başka bir sözünde de der ki; ” İnsanlar, ağzından çıkan cümlelerin, bütün evreni dolaşıp tekrar kendine geri döndüğünü bilse, eminim çok daha dikkatli olurdu.” İşte hal böyle olunca, sözlerin, düşüncelerin ve duyguların önemi bir kez daha öne çıkıyor. Çünkü, sözlerinle, düşüncelerinle ve duygularınla geleceğini yaratıyorsun. Ne yarattığının farkına vararak ilerlemek, istediğin şeylere odaklanmak ve anda var olmakla, geleceğini istediğin gibi var edebilirsin.
Demem o ki, aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar elde edemezsin. Sana kendini iyi hissettirecek ve sana iyi gelecek şeylerin içinde olman dileğimle…..
Sevgiyle kal.
Ayhan mert
Harika bir yazı gönlüne sağlık
Songül Mert
Teşekkür ederim.:)